Genç bir spor olarak tanımlanabilecek olan masa tenisi tarihi, basketboldan eskilere dayanmaktadır. İlk olarak 1800'lü yıllarda "Salon tenisi" adı altında Hindistan ve Güney Afrika'da görev yapan İngiliz askerleri tarafından oynanan oyunda puro kutuları raket, şişe kapakları top ve kitaplar da file olarak kullanılırdı. 1890'lı yıllara gelindiği zaman İngiltere'de "whiff whaff" ve "gossima" gibi değişik isimlerle masa tenisi ekipmanları kutu içinde satılmaya başlandı. 1900'lerde Amerika'yı ziyarete giden İngiliz James Gibb, yanında içi boş selüloid toplar getirdi ve masa tenisi tarihi bu topla değişmeye başladı.
Topun rakete ve ardından masaya çarptığı sesten etkilenilerek "Ping pong" ismi bu oyun için kullanılır oldu. Ardın isim tescil ettirildi ve tüm dünyaya bu şekilde yayıldı.
1920'de tahta rakete yapıştırılan pütürlü lastikler sayesinde topa falso vermek mümkün hale geldi. Aynı yıl İngiltere'de Ping Pong federasyonu kuruldu ancak ekipmanların çok pahalıya çıkması ve ürünün çok ilgi görmemesi nedeniyle masa tenisi tarihi için son derece önemli olan kurum 3 yıl içinde kapandı. Yaşanan gelişmenin ardından farklı üreticiler bu oyuna genel bir isim bularak masa tenisi adı altında yaygınlaşması için çalışmalar yapmaya devam etti.
İlk olarak İngiltere'de ve ardından Avrupa'da yaygınlaşan sporun federasyonu yeniden açıldı. 1926'da İngiltere, Galler, İsveç, Avusturya, Macaristan, Çekoslavakya, Danimarka, Hindistan ve Almanya'nın katılımıyla Berlin'de yapılan toplantıda International Table Tennis Federation kuruldu. İlk dünya şampiyonası 1927 yılında Londra'da yapıldı ve masa tenisi tarihi için bir dönüm noktası oldu.
Dünya Savaşı'na kadar bu sporun istisnasız egemeni Macar sporcular oldu. Macar Maria Mednyanszky Dünya şampiyonasını 7 kez ve Macar Viktor Barna Dünya şampiyonasını 5 kez kazanarak adını tarihe yazdırmayı başardı. Bu tarihi rekorlara zaman zaman Romen ve Çekoslovak sporcular da eşlik etti. 1930'lu yıllardan sonra Masa Tenisi Amerika'da da yaygın bir şekilde oynanmaya ve desteklenmeye başlandı.
İkinci Dünya savaşından sonra Avrupalı oyuncular bir süre daha egemenliklerini sürdürmeyi başarabildiler. Asyalı oyuncuların bugün hala ellerinde tuttukları başarının temelleri ise 1953 yılında atıldı. Japon Horoi Satoh 1952 yılında ilk defa süngerli lastik kullanmaya başladı ve bu yeni malzeme tercihi oyunun hızlanmasını ve ilgi çeken bir hal almasını sağlayarak masa tenisi tarihi için dikkat çekici bir gelişme oldu.
"Penholder tutuşu" Asyalı oyuncularla birlikte görülmeye başladı. Raket sapının başparmak ve işaret parmağı arasında tutulduğu bu şekil gelişerek her vuruş için etkili bir şekilde kullanılmaya başlandı. Bugün üst seviyede ve uluslararası başarılara imza atan oyuncuların kullandıkları tutuş şekli, bu sporun daha çok ilgi görmesine neden oldu. Masa Tenisi; 1988 yılından itibaren tek erkek ve tek bayanların yanı sıra çiftler müsabakalarını da içine alan olimpik bir spor olarak kabul edildi.
© 2021 Hepsifitness.com - Tüm Hakları Saklıdır. Sitede kullanılan video ve görseller izinsiz kullanılamaz.
Bu site TozSoft E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır